Evrenle ilgili kısa ve uzun kompozisyon yazılarını sayfamızdan inceleyebilirsiniz.
Evren ile ilgili kompozisyon örnekleri sunduğumuz bu sayfada evrenin tanımı, evrenin anlamı konuları üzerinde durduk. İçinde yaşadığımız evren konulu kompozisyon yazılarını giriş gelişme sonuç bölümleri halinde kısa ve uzun versiyonları ile yazdık. Faydalı olması dileğiyle.
EVREN (Kısa Kompozisyon)
Evren, gözümüzle
gördüğümüz veya görmediğimiz bütün uzay boşluğu ve bu boşlukta yer alan gök
cisimleridir. Bizim gördüklerimiz ise evrendeki gök cisimlerinin çok çok küçük
bir parçası.
Evrende milyarlarca
galaksi, her galaksinin içinde milyarlarca sistem bulunuyor. İçinde yaşadığımız
Dünya ise Samanyolu Galaksisi'nde bulunan Güneş Sistemi'nde yer alıyor. Yani
Dünya, evrende bulunan milyarlarca yıldızdan biri olan Güneş’in sadece ufacık
bir parçası. Evrenin bu büyüklüğünü düşünüp aklını yitirmemek büyük başarı.
Düşünsenize evrenin içindeki bir zerreyiz sadece; ama tüm evrenin bizim için
yaratılmış olabileceğini düşünüyoruz. Belki de doğrudur; şu an sahip olduğumuz
bilgiler, karşıt fikri kanıtlayacak yeterlikte değil. Ama belki de bizim
dışımızda milyonlarca farklı canlı var evrende. Belki bir gün insanlar bu
bilgiye ulaşacak kadar ilerlerler bilim ve astronomide.
Evren, yani uzay bizim
ilgi ve merak konumuz olsa da bizim için asıl önemli olan bu dünyadaki
varlığımızın sebebi olmalıdır. Biz neden yaratıldık, amacımız nedir? İşte, bu
soruların cevabını layıkıyla verdiğimizde belki de çok daha güzel bir dünya
yaratmış olacağız.
EVREN (Uzun Kompozisyon)
Üzerinde yaşadığımız
dünya da dahil olmak üzere içine tüm gök cisimlerini, galaksileri, gezegenleri
alan sonsuz boşluğa evren diyoruz. Evren; kainat, kozmos, cihan veya alem
olarak da adlandırılır.
Bizler, günümüz koşullarında yalnızca kendi gezegenimiz ile ilgili ayrıntılı bilgiye sahibiz. Ay ve birkaç gezegen hakkında bilgi sahibi olsak da bunları tam anlamıyla çözmüş değiliz. Üzerinde yaşadığımız dünyayı evrenle kıyasladığımızda, dünyamız okyanusta bir damla bile değildir.
Dünya dışındaki gezegenlerde yaşam olup
olmadığını henüz bilmiyoruz; şu an bilgi sahibi olduğumuz gezegenler, Güneş Sistemi’ne
bağlı gezegenlerle sınırlı. Evrenin oluşumuyla ilgili çeşitli teoriler var. Bu
teorilerden en kabul edilebilir olan Bing Bang olarak da bilinen Büyük Patlama’dır.
Bu teoriye göre evren, bir misket büyüklüğündeki gaz kütlesinin patlayıp
sürekli genişlemesiyle oluşmuştur. İçinde yaşadığımız evren sürekli genişlemeye
devam etmektedir.
Günümüz koşullarında evrenin oluşumunu tam anlamıyla kavramak mümkün değil; ancak üzerinde düşünmenin bizi daha ilerilere götüreceği kesin. Hiçbir şey boşuna yaratılmamıştır. Bu kadar büyük bir evrenin sadece insanlar için yaratılmış olması akla pek yatkın değil. Kim bilir belki başka gezegenlerde veya galaksilerde biz insanlardan çok farklı veya aynı olan başka varlıklar da var. Belki de onlar da tıpkı bizim gibi bu evrende tek olduğunu düşünüyor, kendi gezegenlerinin dışında yaşam olup olmadığını araştırıyordur.
Düşünsenize bizim çıplak gözle gördüğümüz yıldızların her biri en az güneş kadar büyük yapılar. Biz milyarlarcasını görüyoruz; ancak gördüğümüz bu milyarca yıldız, evrendeki yıldızlar çok çok az bir bölümü. Güneş dışındaki bir yıldıza bir uzay aracıyla gitmemiz mümkün olsaydı bu milyarlarca yıl sürecekti. İşte güneş dışında bize en yakın olan yıldıza gitmek bile bu kadar uzun sürüyorsa, evrenin başka yerlerinde bulunan yıldızları siz düşünün.
İnsanoğlunun gelişip
ilerlemesinin sebebi sahip olduğu merak duygusudur. İlk insanlar bile gökyüzünü
sürekli merak etmiş, gözlemlemiş ve çeşitli teorileri öne sürmüştür. Bu merak
ve araştırmalar olmasaydı belki de günümüzde dahi evrenle ilgili hiç bilgimiz
olmayacaktı. Oysa bu merak sayesinde her geçen süre içerisinde evrenle daha
fazla bilgi sahibi olabiliyoruz. Kim bilir, belki evrenin gizemini bir gün
tamamıyla çözmüş olacağız.
-SON-
Evren ile ilgili
kompozisyonları beğendiğinizi umarız. Sizler de evren hakkındaki
düşüncelerinizi bizimle yorum bölümünde paylaşabilirsiniz.
ilkk
YanıtlaSilKeşke buraya daha iyi bise konsaydi
YanıtlaSil